Dünya Kadınlar Günü

Dünya Kadınlar Günü

Bugün, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü veya diğer adıyla Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün 112.yılı dünyanın dört bir yerinde kutlanacak.

Dünya Kadınlar Gününün her yıl kutlanmasına neden olan olay konusunda ise birden çok savar vardır.

Bu savlardan güçlü olan birine göre: 8 Mart 1857’de ABD’nin New York kentindeki bir tekstil fabrikasında 16 saatlik çalışmanın 10 saate indirilmesi ayrıca ücretlerde artış yapılması için grev yapan işçilere polis saldırmış ve iş yerinin kapılarını kilitlemiştir. Bu olaylardan sonra çıkan yangında işçiler polislerin kurdukları barikatlar nedeni ile kaçamamış ve 129 kadın işçi birlikte can vermiştir… İşçilerin cenaze törenine 10.000’i aşkın kişi katılmıştır.

Savlardan diğeri ise, Rusya’da 1917 Şubat Devriminden sonra 8 Mart günü yapılan kadın yürüyüşü ve grevlerinin başlamış olmasıdır.

Yine bir başka sava göre Dünya Kadınlar Günü’nün kabulüne neden olan olay: 8 Mart 1908’de ABD’nin New York kentinde büyük kısmı sosyalist olan kadın işçilerin öncülüğünde işçi hakları, sendikal haklar ve kadınlara oy hakkı tanınması istemleriyle miting düzenlenmesidir.

Bunlara benzer başka olaylar da anlatılmaktadır.

1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde toplanan Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda Almanya delegeleri Clara Zetkin, Kate Duncker ve arkadaşları gelecek her yılda, bir “Kadınlar Günü” düzenlenmesi önerisini yaptılar ve bu öneri oy birliği ile kabul edildi.

1921 tarihinde Moskova’da düzenlenen Komünist Kadınlar Konferansı’nda ise bu gün için “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” adı benimsendi fakat 1930’lu yıllarda “Dünya Kadınlar Günü” ismine dönüldü ve öyle kaldı.

1945 yılında ise işçi ve emekçi kadınlar dışındaki tüm kadınları da kucaklar şekilde “Uluslararası Demokratik Kadın Federasyonu” kuruldu.

1975’te Birleşmiş Milletler Dünya Kadınlar Gününü kabul etti ve her yıl için özel bir tema belirlemeye başladı. 1996’da belirlenen ilk tema ‘Geçmişi kutlamak, geleceği planlamak‘ şeklindeydi.

Birleşmiş Milletler Kadın Günü Birimi bu yıl 8 Mart’ta kutlanacak olan Dünya Kadınlar Günü 2023 temasının “DigitALL: Toplumsal cinsiyet eşitliği için yenilik ve teknoloji” olduğunu açıkladı.

Dünya Kadınlar Günü Teması 2023 “Birleşmiş Milletler, dönüştürücü teknoloji ve dijital eğitimin ilerlemesini destekleyen kadınları ve kızları takdir ediyor ve kutluyor” derken Uluslararası Kadınlar Günü (International Women’s Day) 2023, dijital cinsiyet uçurumuna dikkat çekerek: “Kadınları ve diğer marjinal grupları teknolojiye dahil etmek, daha yaratıcı çözümlerle sonuçlanır ve kadınların ihtiyaçlarını karşılayan ve toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen yenilikler için daha büyük bir potansiyele sahiptir” diyor.

UTANCIN ANITI

Anımsar mısınız 2012 yılında Antalya kent Konseyi meclisinin girişimiyle Palmiye Parkında Meriç Hızal’ın Al Yazmalım isimli anıtı dikilmişti.

O anıtın üzerinde o yıllarda öldürülen 460 kadının adı vardı.

Anıtta görülen kırmızı çelik öldürülen kadınların dökülen kanını anlatıyordu. Anıtın yapılmasına kaynak olan olay kadına karşı gösterilen şiddetti.

İnsan Hakları Başkanlığı 2007 Töre ve namus Cinayetleri Raporun da: “Sessizliğimizi duyan Var mı? diye sorulmuştu.

Hayır duyan olmadı. Kadın cinayetleri ve kadına karşı şiddet önlenemedi.

Bu kez 2018 yılında UN Women öncülüğünde örgütlenen “Kadına Yönelik Şiddeti Sonlandırmak için BİRLEŞİN” kampanyasının sloganı;  “Orange the World: -HearMeToo – (Dünyayı turuncuya boya: – BeniDeDuy – olarak belirlendi.

Kadına karşı şiddet her zaman denildiği gibi bir insan hakları ihlali ve insanlık suçudur.

Ancak cinsiyete dayanan cinayetler, fiziksel, cinsel, ruhsal, ekonomik şiddet ve her alanda ayrımcılık halen dünyanın her yerinde sürdürülmektedir.

Ukrayna’da yaşanan savaş ve Türkiye’de deprem sürecinden ötürü kadınlar, çocuklar ile yaşlılar yine büyük acılar yaşamaktadır.

Türkiye; mimarı olduğu İstanbul Sözleşmesinden mevcut iktidarın siyasal kaygıları nedeni ile çekildi

İran’da; 2022 yılının 13 Eylül günü ‘ahlak polisi’ olarak bilinen İrşad devriyeleri tarafından, kıyafet kurallarına uymadığı gerekçesiyle 22 yaşındaki Mahsa Amini göz altına alındı ve gördüğü şiddet sonucu komaya girerek yaşamını yitirdi. Bu olayı protesto eden kadınlar da gözaltına alındı, biber gazı ve copla dövüldü.

Oslo merkezli İran İnsan Hakları (IHR) sivil toplum kuruluşuna göre Mahsa Amini’nin ölümü için yapılan protestolarda çoğu kadın en az 76 kişi hayatını kaybetti.

Biz de kadının yaşam hakkının güvence altına alınması, cinayet ve şiddetin önlenmesi için etkin çözüm yolları bulunmadı ve zaten var olan yasalar ise başarılı bir şekilde uygulanmadı. 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi” hakkındaki yasa bile tartışmaya açıldı. Umut Vakfı’nın yıllardır dikkat çektiği bireysel silahlanmanın önlenmesi için hiçbir şey yapılmadı. Kadınların çalışma yaşamında cinsiyet temelli ayrımcılık korunma altına alınamadı.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 2022 yılında 334 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü, 245 kadının ise şüpheli şekilde ölü bulunduğunu, 23 kadının da tedbir kararları olmasına karşın devlet tarafından korunamadığı için öldürüldüğünü açıkladı. Bu platforma göre 2023 yılı Ocak ayında ise 31 kadın cinayeti işlendi ve 25 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu.

Kadınları; en çok güvendikleri erkeklerin yani eşleri, babaları, kardeşleri, birlikte oldukları sevgilileri ve diğer yakınlarının öldürdükleri de bir gerçek. Çünkü her şeyden önce kadınların yüzde 65’i evlerinde öldürülmektedir.

Zaten 2023 yılının Ocak ayında öldürülen 31 kadın cinayetinin 12’sinin boşanmak istemesi, barışmayı kabul etmemesi, evlenmek istememesi, arkadaşlığı sürdürmeye son vermesi, kendi yaşamlarına ilişkin karar alma nedenlerinden kaynaklanması bu gerçeği açıkça vurguluyor. Yine kadınların yüzde 42’sinin ateşli silahlarla öldürülmesi Umut Vakfı’nın toplumun kolayca silaha eriştiği hakkındaki iddialarının ne kadar haklı olduğunu göstermiyor mu?

2017 yılında Tüketici Başvuru Merkezi (TBM) Hukuk komisyonu Başkanı olarak yaptığımız açıklamada “bir tık’la tişört alır gibi internetten silah alma” konusuna dikkat çekmiş ve yasal düzenlemeler yapılmasını istemiştik. O günden beri hiçbir şey değişmedi.

Çocuğunun gözleri önünde öldürülen Emine Bulut‘un “Ölmek istemiyorum” sözüne karşılık küçük çocuğunun “Anne lütfen ölme” diye verdiği yanıtı unutamıyorum…

Şule Çet de vahşi bir cinayete kurban olmadan önce “Bir türlü geçmiyor, sanki kız kardeşimin başına gelmişçesine canım acıyor, içim parçalanıyor. Nice Özgecan’lar gitti, artık yeter” diye tweet atmıştı.

Gerçekten de artık yeter.

E. İstanbul Hâkimi

İzzet DOĞAN

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*