Kadına şiddetin durması için sanatçı mı olmalı
Kadına karşı şiddet yine gündemde.
Bu kez çok ama çok sert ve güzel bir tepki ile birlikte.
Türkiye’ye bunu yaşatan bir sanatçı: Sıla.
Sıla birlikte yaşadığı Ahmet Kural ismindeki şahıstan şiddet gördüğünü ve darp edildiğini söyleyince birden Türkiye de 1 numaralı haber haline geldi. Belki siyasetin bile önüne geçti.
Bir anda TV’lerde ana haber bültenlerinde ön sıralarda verilmeye başlandı. Canlı bağlantılar yapıldı. Darp edilmeye yönelik görüntü ve fotoğraflar yayınlandı.
Sanat camiasından peş peşe kınama mesajları geldi.
CHP Genel Başkanın Kemal Kılıçdaroğlu, sanatçı Sıla’yı arayarak geçmiş olsun dilekleriyle birlikte yanında olduğu desteğini söyledi.
Bunlar çok ama çok güzel şeyler ve çok yerinde tepkiler.
Ama benim takıldığım nokta şu. Bir kadına yönelik şiddetin toplumsal tepki haline gelebilmesi için kadının illa sanatçı mı olması gerekiyor?
Kadına yapılan şiddet sürekli gündemde olmasına rağmen toplu halde tepki göstermeyi geçtik ara sıra sanatçılarımız, siyasilerimiz sanatçı olmayan bir kadın şiddet gördüğünde de tepki gösterseler. Bu şekilde kamuoyu oluştursalar ve sorunu gündemde tutsalar, kitleleri harekete geçirseler. Olmaz mı? Olur. Zor mu? Hayır çok kolay. Bir tık kadar uzakta.
Peki bu hassasiyet neden her zaman gösterilmez? İşte asıl önemli olan bu.
Bazen düşünmeden edemiyorum. Biz gerçekten kadına şiddeti sona erdirmek istiyor muyuz? Sanatçı dışındaki siyasi, sanatçı reflekslerine baktığımda bu soruya evet diyemiyorum.
Evet. Biz gerçekten kadına şiddeti sona erdirmek istiyor muyuz?
Bir yanıt bırakın