Mihr ve Taşınmaz Devrinin İptali veya Tenkisi
Miras bırakanın Mihr olarak Eşine Verdiği hediye taşınmazın devrinin iptali veya Tenkis edilmesi mümkün müdür?
Hukuk kuralları oluşturulurken inançlardan ve yaşam şartları göz önüne alınır. İslam hukukunda evlenirken kadına mihr adı altında bir miktar bedelin ödenmesi şarttır. Çünkü İslam Hukukunda mal ayrılığı rejimi geçerlidir. Erkeğin kazandığı mallar erkeğe aittir.
Edinilmiş mallara katılım rejimi diye bir rejim İslam hukukunda yoktur. Mihr miktarı evlenilecek kızın, yaşı, güzelliği, soyu, malı, eğitim durumu vs. şartlara göre değişmektedir. Ancak kadın vazgeçerse ödenmesi zorunlu değildir. Kız tarafı bundan vazgeçebilir. Osmanlı imparatorluğu zamanında cari olan bu hukukun uygulamaları halen devam etmektedir.
Bunun yansıması olarak bizim kanunlarımızdaki düzenlemeler ile fiili uygulamadaki durumu değerlendirmeye çalışacağız.
Türk Medeni Kanunun da buna ilişkin açık bir düzenleme yoktur. Ancak kanunun ruhundan evlilik akdinin maddiyata bağlanması tasvip edilmemiştir. Bu nedenle kanun koyucu bunu açıkça bir hak olarak kanuna koymamıştır. Ancak hediyeleşmeyi de yasaklamamıştır. Kanuna göre mihr olabileceği gibi tam tersi yani kadında erkeğe hediye vermiş olabilir. Bu nedenle eşlerin birbirine verdikleri bağış mahiyetindeki hediyelerin iptali ve tenkisi önem arz etmektedir.
Ölüm sonrası mirasçıların saklı payını zedeleyen bağışlar tenkis edilebilir. Kanunen evlenirken eşlerden birinin diğerine verdiği malvarlığının saklı payı bertaraf etmesi amacıyla yapılması halinde payın zedelemesi nedeniyle tenkis davası açılması mümkündür. Şunu hemen belirtelim ki bağış kapsamındaki hediyeler mal edinilmiş mal rejimi kapsamın da olmayıp şahsi maldır. Medeni Yasa, evlenme sırasında karı-kocadan birisinin diğerine, bir mal ya da para verme şartını tasvip etmese de geçerli saymıştır. İzmir gibi bazı şehirlerde uygulaması iyice azalmıştır. Ancak Konya gibi Anadolu şehirlerinde halen uygulanmaktadır. Hatta mihr karşılığı ödeme imkânı olmayan damada senet dahi imzalatılmaktadır. Bu sözleşme mihr sözleşmesi olarak adlandırılmaktadır. Bu tasarrufun amacı nikâh akdinin gerçekleşmesini sağlamak olup karşı tarafın saklı payını bertaraf amacı taşımadığından tenkis davası açılamaz.
Medeni Kanun evlenme akdi sırasında, karı-kocadan birinin diğerine bir mal ya da para vermesini hatta ileride vermeyi vaat edip bir süre ertelenmesine izin vermiştir. Bu nedenle verilen mallar kanunen geçerlidir.
İleride verilmesi vaat edilen mallar ise (Mehri Müeccel) bağışlama vaadidir. İleriye dönük evliliğin boşanma veya ölümle son bulması halinde yapılması planlanan bağışlama vaadidir. Bağışlama vaadinin geçerliliği yazılı olma şartına bağlıdır. Yazılı değilse dava yolu ile ifası istenemez. Ancak resmi şekilde bağış yapılmış ve sözleşme ifa edilmiş ise geri istenemez. Mihr sözleşmesi de bu nedenle yazılı ise geçerlidir. Sözlü ise devir yapılmış ise devir geçerlidir.
Miras bırakanın bu işlemi muvazaalı ya da saklı payları zedeleme kastı bulunmadığından iptal edilmesi ve tenkise tabi olması söz konusu değildir.
Halil Güven
Bir yanıt bırakın